Studio Bosporus – Küratör Metni

Studio Bosporus. Foto: Stephanie Steinkopf

Kategori

Festival

Tarih

3. Eylül 2021
– 31. Ekim 2021
Studio Bosporus_tarabya_ Stephanie Steinkopf-210903-40
Unterzeichnung der Charta der Vielfalt durch Thomas Haldenwang und Annette Widmann Mauz
Studio Bosporus_tarabya_Stephanie Steinkopf- 210903-41
Studio Bosporus_tarabya_ Stephanie Steinkopf-210903-43
Unterzeichnung der Charta der Vielfalt durch Thomas Haldenwang und Annette Widmann Mauz
Unterzeichnung der Charta der Vielfalt durch Thomas Haldenwang und Annette Widmann Mauz
Unterzeichnung der Charta der Vielfalt durch Thomas Haldenwang und Annette Widmann Mauz
Unterzeichnung der Charta der Vielfalt durch Thomas Haldenwang und Annette Widmann Mauz
Unterzeichnung der Charta der Vielfalt durch Thomas Haldenwang und Annette Widmann Mauz
Unterzeichnung der Charta der Vielfalt durch Thomas Haldenwang und Annette Widmann Mauz
Unterzeichnung der Charta der Vielfalt durch Thomas Haldenwang und Annette Widmann Mauz
Unterzeichnung der Charta der Vielfalt durch Thomas Haldenwang und Annette Widmann Mauz
Unterzeichnung der Charta der Vielfalt durch Thomas Haldenwang und Annette Widmann Mauz
previous arrow
next arrow
 


Osmanlı İmparatorluğu döneminde önce Pharmacia, sonrasında da Therapia ismini alan Tarabya, yalnızca 2011 yılında kurulan Kültür Akademisi’nin konuk sanatçıları tarafından tabiri caizse bir tedavi mekanı olarak kullanılmakla kalmıyor; burası aynı zamanda kendi kendini tedavi eden bir hasta. 18 dönümlük arazi, AlmanOsmanlı müşterek tarihinin adeta yoğunlaşmış halini sunuyor bize ve İstanbul’da başka hiçbir mekanın yapmadığı kadar bu eski imparatorlukların iç içe geçmiş bağlantı halkalarını temsil ediyor. Bu önemli tarihsel olguyu görmezden gelmek pek mümkün değil –görsel sanatlar, müzik, sahne sanatları, film, edebiyat ve kültür teorisi alanlarından 106 konuk sanatçının pek çoğu için bu mekan, burada geçirilen aylar, sık aralıklarla tekrarlanan ziyaretler sanatsal yüzleşmelerin çıkış noktası haline geliyor. Kültür Akademisi demek ortaklaşmak demek; burada herkes herkesten bir şeyler öğreniyor, özellikle de tarihinin görünmez tuzaklarına gitgide artan bir hızla perde çeken bir kentte ve ülkede. Kültür Akademisi, bireysel sanatsal çalışmalar, diyalog ve ifade özgürlüğü için korunaklı bir alan oluşturuyor –hem Almanya’dan hem de Türkiye’den sanatçılar için. Gözlerden uzak konumu, Türkiye’nin kültür-sanat ortamıyla bağı ve üretimi özgür kılan, ucu açık bursları birleştiğinde, yeni bakış açıları ve sanatsal üretim için mükemmel bir başlangıç noktası oluşuyor.

Tarabya Kültür Akademisi’nin 10. yaş gününü 22 farklı etkinlik mekanında kutluyoruz. Festival merkezini Kunstraum Kreuzberg/Bethanien oluşturmakta. Tarihine de baktığımızda, daha uygun bir etkinlik mekanı pek de bulunamazdı sanki. Çünkü Almanya ile Türkiye arasındaki İşgücü Alımı Anlaşması’nın 60 yıllık tarihini Berlin’in Kreuzberg semtinden daha güzel yansıtan bir yer yoktur herhalde. İki ülke arasındaki bağlantı hatlarının Almanya ile Türkiye’nin “misafir işçi tarihinden” çok daha eski olduğu gerçeğinin vurgulanmasına genel kabulde pek sık rastlamıyoruz.

Festival katılımcılarının sanatsal ve söylemsel katkıları sayesinde yerel bağlamlar, küresel meseleler ve güncel kentsel eğilimler farklı bakış açılarından ele alınıyor. Bu kapsamda, Almanya ile Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşı esnasındaki ilişkileri önemli bir yer tuttuğu gibi, Almanya ile Türkiye arasında imzalanan İşgücü Alımı Anlaşması’nın 60. yıl dönümü de bir diğer dayanak noktasını oluşturuyor. Anlaşmanın beraberinde getirdiği göç süreci, iki ülkeyi de belirgin şekilde etkiledi ve değiştirdi.

Öte yandan, iklim krizi ve kentsel dönüşüm süreçleri gibi aciliyeti olan konuları ele alan çalışmalar, küresel sorunların iki ülkedeki etkilerini gözler önüne seriyor. Türkiye, özellikle de ülke ekonomisinin kalbi olan İstanbul, son 20 yılda neoliberal şehir planlaması projeleri tarafından şekillendiriliyor: Yapımı aşamasında yüz binlerce ağacın ve çok sayıda köyün yok olduğu, büyük tartışmalara yol açan yeni havalimanı, artan bir toplumsal ayrımı beraberinde getiren gökdelenler ve güvenlikli siteler.

Kadın hakları, LGBTQ ve beden siyaseti gibi meseleleri irdeleyen çalışmalarda toplumsal noksanlıklar mercek altına alınıyor.
Yalnızca 2020 yılında Türkiye’de 404 kadın cinayetlere kurban gitti. Kuir bireylere kamusal alanda uygulanan şiddet artmakta, Onur Yürüyüşleri yıllardır yasaklanıyor. Türkiye 2021 yılında, Avrupa genelinde kadınlara karşı şiddeti engellemeyi amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi.

Buna ek olarak, rezidans programlarının konumlarını ve maksatlarını irdeleyen, bulunduğu çevre ve kentten duvarlarla
ayrılmış olan bir rezidansta kentin sanat ortamı ve sanatçılarıyla ne şekilde ilişkiler kurulup geliştirilebileceği sorularına cevap arayan sanatsal çalışmalar gösteriliyor.

Kültür Akademisi’nin ilk konuk sanatçıları dahi Akademinin göçmenlik sonrası karakterini ortaya koyuyordu aslında, özellikle de tiyatro alanında. Tarabya Kültür Akademisi’nin önemli sayılabilecek başarılarından birisi de, bu sanatçıları işledikleri yeni konular ve yeni formatlarla Almanya’da daha geniş kitlelerle buluşturmuş olmasıdır.

Edebiyat ve söyleşiler programı ise ağırlıklı olarak Almanya toplumunun bugününü masaya yatırıyor. Bu toplum 2021 yılında, hem Yahudi hem göçmenlik sonrası hem kuir hem siyah hem de çok daha fazlası. Bunun böyle olabilmesinde, kültürü ve sivil toplumu belirgin ölçüde değiştirmiş olan onlarca yıllık göç tarihinin de etkisi büyük elbette. Bu yeni gerçeklik, Almanya toplumunun dününe ve bugününe yaklaşırken yeni bakış açıları ihtiyacını da doğuruyor. Edebiyat ve
denemecilik alanları, burada yaşayan tüm insanların tarihinin ve öykülerinin çetrefilliğini betimleyebilen değerli bir pratik oluşturuyor.

Bağlantı ağları, aidiyetler, küresel meseleler, tarih ve hikâyeler; tüm bunların arayışı gelecekte de Almanya’dan ve Türkiye’den sanatçıların odağında olacak. Tarabya Kültür Akademisi ise bu arayışa katkı sağlamayı sürdürecektir.